Sep 15, 2020

/ 14 Eylül 2020 Daha önce  Lil Miquela'yı duymuş muydunuz? Duymadıysanız o son dönemde popülerliği iyice artmaya başlayan sanal influencerların en büyük kitleye sahip olanı. Tam bir yeni nesil influencer. Gerçek bir insan değil ama Instagram sayfası ile tam olarak 2 milyon insanı etkileyebiliyor. Hatta Prada, Channel, Nike ile iş birliği yaparak da influencerların önünün açık olduğunu gösteriyor. https://pazarlamasyon.com/instagramin-ilginc-sanal-kullanicisi/ Lil Miquela'dan sonra birçok ajans veya marka modaya uyarak sanal influencerları kampanyalarında kullanmaya başladı. Bunun son örneği de IKEA'dan geldi. IKEA Tokyo'daki yeni mağazasının tanıtımını Tokyo'da ve dünyanın dört bir yanındaki etkinlik ve sergilerde sıklıkla görülen ve 250 binin üzerinde Instagram takipçisine sahip olan sanal influencer imma.gram ile yaptı. IKEA, yeni Harajuku mağazasında kendisine bir ev ortamı oluşturarak sanal modeli ilk kez gerçek dünyaya taşıdı ve Tokyo'nun gençleri ile gençliğe uygun ev döşeme çözümlerini paylaştı. https://www.instagram.com/p/CEafujDDnwG/ IKEA Japonya, yaratıcı ajans Wieden+Kennedy Tokyo ile çalışarak imma'nın evdeki günlük hayatından kesitler paylaşılan kampanyada IKEA'nın yeni Harajuku'daki mağazasında imma’nın oturma odası ve fiziksel alanı yaratılarak LED ekranlarla birleştirildi. Mağazadaki ev ortamı yaratıldıktan sonra 3 gün boyunca yoldan geçenler, imma'nın dans etmesini ve yoga yapmasını, bitkilerini sulama ve yemek yapması gibi günlük ev halini görebildiler. Harajuku'yu ziyaret edemeyenler ise yine 3 gün boyunca IKEA Japonya'nın Youtube kanalında bir canlı yayın aracılığıyla imma'nın günlük hayatını, dijital penceresini görebildiler. https://www.youtube.com/watch?v=s586r8PMlSk Son olarak IKEA'nın bu kampanyadaki amacı trendleri yakalayarak sanal influencerlar ile iş birliği yaparak Japonya'daki gençleri yakalamaktı. Pandemiden dolayı evde daha çok zaman geçirdiğimiz bu günlerde gençlere evde kendi mutluluklarını bulmaları için ilham vermekti. / 05 Ağustos 2020 NTWRK, canlı akış programı sırasında ayrıcalıklı ürünlerin alışverişine imkan sunarak müşterilerin ürün bağlılığını artırıyor. Müşteriler, özellikle Z kuşağı, kişiye özel ürün deneyimleri arayışındayken canlı yayın akışı, eğlence ve alışveriş arasındaki çizgileri bulanıklaştırıyor. NTWRK, mobil platformu üzerinden bu deneyimi sağlıyor. Canlı alışveriş deneyimi, spor giyim markası Adidas da dahil olmak üzere ikonik markalarca belirlenmiş ürünlere erişim sunuyor. NTWRK'nin Ceo'su Aaron Levant, "NTWRK'nin yaptığı, hayranlara sevdikleri ve takıntılı oldukları şeylere daha derin bir bağlılık sağlamak ve aynı zamanda onları satın almalarına olanak vermektir." diyor. Perakendecilik ve medya arasındaki ilişkilerin gelişmesi ve hayranları markalara bağlama gücü üzerine, "Artık markalar bireysel influencerlarını, kendi kitlelerini ya da ünlüler kendi kitlelerini oluşturabilirler. Son zamanlarda birçok farklı durumda markaların, yayıncılardan daha büyük bir kitleye sahip olduklarını gördüm." NTWRK 2019'da canlı etkinliklerle işini genişletirken "önce mobil" yaklaşımını korudu ki bu, karantina sınırlamalarında büyük avantaj sağlıyor. NTWRK gibi yenilikçi markaların bu modeli kullanmasının birçok yolu var. The Art of the Drop üzerinden göz atabilirsiniz. / 28 Ağustos 2020 Son yıllarda tüm dünyada yapay zeka iyice kullanılmaya ve hayatımızda yer edinmeye başladı. Son olarak da yapay zeka tarafından oluşturulan sanat galerileri ve sergiler ortaya çıktı. Ajanslar ve markalar da son zamanlarda bu teknolojinin ürün tasarımı, inovasyon ve yaratıcı çalışma gibi uygulamalar için nasıl kullanılabileceğini keşfetmeye çalışıyor. Adweek'in haberine göre, Christie’nin Müzayede Evi, iki yıl önce yaklaşık yarım milyon dolara yapay zeka tarafından üretilen bir sanat eserini ilk kez sattığında büyük yankı uyandırmıştı. Bu olay, yapay sinir ağları tarafından üretilen benzersiz sanat baskıları satan Art AI adlı yeni bir girişimin kurucu ortakları olan Ben Kovalis ve Eyal Fisher'ın da ilgisini çekmişti. https://pazarlamasyon.com/yapay-zeka-bes-yil-icinde-kontrolu-ele-alabilir/ Kovalis ve Fisher yapay zeka tarafından üretilen sanat eserini gördüklerinde kendilerinin çok daha iyisini yapabileceklerini ve onbinlerce parçayı kolay bir şekilde üretebileceklerini düşünmüşlerdi. Üstelik kendi yaptıkları Christie'de satılan parçadan çok daha iyi olacaktı. Bunun üzerine iki İsrailli teknoloji girişimcisi, tarihin farklı dönemlerine yayılan on binlerce güzel sanat eseri üzerinde eğitilmiş bir yapay zeka geliştirerek dediklerini hayata geçirdiler. Çok kısa sürede portreler, çiçekler, doğa, soyut ve gerçeküstü tarzlarda ayrıca Monet, Van Gogh ve Da Vinci gibi sanatçılarının da tarzlarını da içeren yapay zeka ile çeşitli sanat eserleri ortaya çıkardılar ve bunları online olarak satmaya başladılar. Sitenin bu yılın başlarında piyasaya sürülmesinden bu yana Art AI'ın, her biri 44 ABD doları olan ve yalnız bir tek örneği olan 1200'den fazla sanat eseri sattığı iddia ediliyor. Kurucu ortaklar, müşterilerinin konseptin yeniliğini seven yapay zeka meraklılarının yanı sıra kendi iyiliği için orijinal bir çalışmaya sahip olmayı takdir eden kişilerden oluştuğunu söylüyor. Yapay zeka teknolojisi orijinal çalışmaları kendi başına üretebiliyor olsa da, Fisher, yapay zekanın yaratıcı sürecin yerine geçmek yerine sanatçılar için bir araç olarak hizmet edeceklerini düşünüyor. Art AI sanatının hem bir ortam hem de bir araç olarak sanat dünyasında büyük bir etkisi olacağını dile getiriyor.